Net alan ve brüt alan nedir ?

Irem

New member
Net Alan ve Brüt Alan Tartışması: Ölçülerin Değil, Adaletin Meselesi

Ben kendi evimi ilk defa almak istediğimde, ilanlardaki “120 m² brüt, 95 m² net” ibaresine bakıp ciddi bir kafa karışıklığı yaşamıştım. “Peki bu 25 metrekare nerede kayboluyor?” diye sormuştum kendi kendime. Sonra öğrendim ki, o kaybolan metrekareler aslında kimsenin yaşamadığı, ama herkesin ödediği alanlar: duvarlar, merdiven boşlukları, asansör boşlukları, hatta bazen kapıcı dairesinin bile bir kısmı. Bu noktada mesele sadece “ölçüm farkı” değil, sistemin adalet anlayışıyla da ilgili bir tartışmaya dönüştü.

Brüt Alan: Görkemli Ama Gerçek Dışı Bir Rakam

Brüt alan, bir dairenin duvar kalınlıkları, ortak kullanım alanları ve bazen binanın genel payları dahil edilerek hesaplanan toplam metrekaredir. Yani aslında yaşamadığınız ama parasını ödediğiniz bir hayalet alan. Gayrimenkul sektörü bu kavramı uzun yıllardır pazarlama avantajı olarak kullanıyor. Çünkü “brüt” rakam ne kadar büyük görünürse, ev o kadar “değerli” sanılıyor.

Peki bu adil mi? Bir tüketici olarak 120 m² bir ev satın aldığınızı düşünüyorsunuz ama oturma odasında koltuğunuzun sığmadığını fark ettiğinizde brüt alanın sizi kandırdığını anlıyorsunuz. Üstelik bu durum sadece konut alımında değil, kira sözleşmelerinde de kafa karıştırıcı bir durum yaratıyor. Ev sahipleri “benim dairem 120 m²” diyerek yüksek kira talep ederken, kiracı “ama oturduğum alan 90 m² bile değil” diyor. Bu çelişki, aslında ölçü biriminden çok daha derin bir adalet meselesine işaret ediyor.

Net Alan: Gerçek Hayatın Ölçüsü

Net alan ise duvarların içinden ölçülen, yani fiilen kullanabildiğiniz alan anlamına geliyor. Basitçe söylemek gerekirse, halınızı serdiğiniz, masanızı koyduğunuz, çocuklarınızın oynadığı alandır. Bu yüzden net alan, insanın yaşamıyla doğrudan ilişkili, somut ve dürüst bir ölçüdür. Ne var ki, inşaat sektörü hâlâ brüt alanı öne çıkararak gerçeği bir parça gölgeliyor.

Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Neden biz hâlâ evimizi yaşadığımız metrekareyle değil, ödeyeceğimiz metrekareyle tanımlıyoruz?

Bu, aslında ekonomik bir sistemin, insanların yaşam alanlarını pazarlama aracına dönüştürmesinin en sade örneği değil mi?

Erkeklerin Stratejik, Kadınların Empatik Yaklaşımı

Bu tartışmayı gözlemlediğimde, fark ettim ki erkekler genellikle konuya daha stratejik bir açıdan yaklaşıyor. “Brüt mü, net mi fark etmez; önemli olan yatırımın getirisi” diyorlar. Onlar için mesele çoğunlukla ekonomik bir analiz; metrekareyi değil, kazancı ölçüyorlar.

Kadınlar ise bu konuda daha empatik bir yerden yaklaşıyor: “Ama ben o evi yaşayarak alıyorum, duvarın içini değil, çocuklarımın oynadığı salonu önemsiyorum” diyorlar. Kadınların yaklaşımı daha ilişkisel, daha insani. Onlar için alanın metrekare değeri değil, o alanın içinde yaşanacak hayatın kalitesi önemli.

Bu iki bakış açısı da değerli, ancak birlikte değerlendirilmediğinde dengesiz bir tablo ortaya çıkıyor. Stratejik bakış sadece kazancı ölçerken, empatik bakış yaşamı ölçüyor. Oysa adaletli bir sistem her ikisini de hesaba katmalı değil mi?

Bir Kavramın Arkasında Gizlenen Sistemsel Çelişki

Net ve brüt alan farkı, yalnızca teknik bir ölçüm meselesi değil; aynı zamanda toplumdaki güven duygusunun da bir göstergesi. Bir bina projesi “120 m² brüt, 90 m² net” diye ilan veriyorsa, aslında bir şeyi saklıyor. Şeffaf olmayan her sistem, güven kaybı yaratır.

Burada bir başka soru akla geliyor: Tüketiciyi korumakla yükümlü kurumlar bu farkın yaratacağı algı oyunlarına neden izin veriyor?

Bu sorunun cevabı, gayrimenkul piyasasındaki güç dengelerinde yatıyor. Çünkü brüt metrekare, kağıt üzerinde daha büyük bir değer yaratıyor; bu da fiyatı yukarı çekiyor. Bu farktan kim kazanıyor? Yatırımcı mı, müteahhit mi, yoksa sistemin kendisi mi?

Forumun Sesi: Sizce Hangisi Gerçek Ölçü?

Bu konuda farklı düşünenler mutlaka vardır. Kimileri “brüt alan zaten sistemin bir parçası, herkes biliyor, kandırılma yok” diyecektir. Kimileri ise “ben duvarın parasını neden ödeyeyim?” diye isyan edecektir.

Peki sizce hangisi daha doğru?

Bir evin değeri onun metrekare rakamında mı, yoksa yaşanabilirliğinde mi?

Bir evin “net” alanı küçük ama iç düzeni akıllıca tasarlanmışsa, bu onu “brüt” olarak büyük bir evden daha mı değerli yapar?

Ve en önemlisi, “ölçü” denen şeyin sadece metreyle değil, adaletle, dürüstlükle ve yaşam kalitesiyle ölçülmesi gerektiğini kabul edebilir miyiz?

Sonuç: Metrekare Değil, İnsan Ölçüsü

Net alan ve brüt alan kavramları, yalnızca mühendislik veya mimari terminoloji değildir; bu iki kavram, insanın hayatla kurduğu ilişkinin ölçüsüdür.

Brüt alan gösterişli ama yapay bir rakamdır; net alan ise sade ama gerçektir.

Tıpkı ilişkilerde olduğu gibi, gösterişli olan değil, içten olan değerlidir.

Erkeklerin stratejik, kadınların empatik yaklaşımı burada birleştiğinde belki de asıl çözüm ortaya çıkıyor: ne duvar kalınlığını ne de yatırım değerini abartmadan, yaşamın kendisini ölçmek.

Son bir soru:

Gerçekten yaşamadığımız metrekareler için bu kadar para ödemeye razı mıyız, yoksa artık “net” bir yaşam anlayışına geçmenin zamanı gelmedi mi?